İçeriğe geç
Anasayfa » Yazılar » Boşanma Hukuku

Boşanma Hukuku

    BOŞANMA HUKUKU

    GENEL OLARAK

    TÜRK MEDENİ KANUNUNDA BOŞANMA SEBEPLERİ;

    1. ZİNA
    2. HAYATA KAST, PEK KÖTÜ MUAMELE VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ
    3. SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME
    4. TERK
    5. AKIL HASTALIĞI
    6. EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI

    şeklinde sıralanmıştır. İlk 5 maddede sayılan boşanma sebepleri, özel boşanma sebepleri olup; son maddede sayılan evlilik birliğinin sarsılması genel boşanma sebebidir. En çok karşılaşılan boşanma sebebi, evlilik birliğinin sarsılması olduğundan bu konuyu genel hatlarıyla inceleyeceğiz.

    EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI

    Evlilik birliğinin sarsılması, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ya da eski tabirle şiddetli geçimsizlik; Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde düzenlenmiştir:

    “Madde 166 – Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

    Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

    Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

    Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

    Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle iki tür dava açılabilecektir:

    1. Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle anlaşmalı boşanma davası
    2. Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle çekişmeli boşanma davası
    1. EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI SEBEBİYLE ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI
    • Anlaşmalı boşanmak isteyen çiftin evliliği en az bir yıl sürmüş olmalıdır.
    • Eşler, anlaşmalı boşanmak için birlikte başvurmuş olmalı ya da taraflardan birinin açacağı dava diğer eş tarafından kabul edilmiş olmalıdır.
    • Hâkim, tarafları bizzat dinlemeli ve tarafların serbest iradeleri ile karar verdiklerine kanaat getirmelidir.
    • Taraflar, boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmuş olmalıdır.
    • Hâkim tarafından tarafların veya çocukların menfaati dikkate alınmak suretiyle anlaşma içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılırsa, bu değişiklik taraflarca kabul edilmiş olmalıdır.

    Uygulamada, eşler mahkemeye birlikte başvurmak istediklerinde, anlaşmalı boşanmak istediklerine dair bir dilekçe ve bu dilekçenin ekinde bir boşanma protokolü ile dava açarlar. Anlaşmalı boşanma protokolü, kanuna ve ahlak kurallarına uygun ve kolayca uygulanabilir olarak düzenlenmelidir. Ayrıca varsa müşterek çocukların menfaati gözetilerek düzenlenmelidir. Aksi takdirde, hâkim anlaşmanın içeriğini değiştirebilir.

    Davanın açılmasından sonra, mahkemece duruşma günü verilir. Taraflar, hâkim karşısında boşanmak istediklerini ve protokolde yazılı olan maddelerde mutabık olduklarını dile getirdikten sonra karar verilir. Mahkemece gerekçeli kararın hazırlanmasının akabinde taraflara tebligat yapılması ve son aşamada dosyanın kesinleştirilmesinin talep edilmesi gerekmektedir. Aksi halde boşanma kesinleşmez; tarafların evlilikleri kanunen devam eder.

    Verilen karar üzerine, tarafların istinaf kanun yoluna başvurma hakları bulunmaktadır. Taraflar, gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilirler.

    Anlaşmalı boşanmanın bir diğer yolu ise, taraflardan birinin çekişmeli boşanma davası açıp diğer tarafın davayı kabul etmesidir. Çekişmeli boşanma davasının açılmasından sonra davalı tarafın davayı kabul etmesi üzerine bu dava, anlaşmalı boşanma davasına dönüşür.

    Boşanma davası süreci, taraflar açısından ve özellikle varsa tarafların müşterek çocukları açısından çok yıpratıcı ve yaralayıcı olabilmektedir. Anlaşmalı boşanma davaları; kısa zamanda sonuçlandırılabilmesi sebebiyle tarafların mümkün olduğunca az yıprandıkları bir dava türüdür. Ayrıca, maddi külfeti de çekişmeli boşanma davasına oranla daha düşüktür. Bu açıdan, çekişmeli boşanma davasına göre daha avantajlıdır.

    Anlaşmalı boşanma davalarında protokole yazılacak her bir husus çok önemlidir. Protokole yazılması gerekip yazılmayan bir husus, ileride yeni dava açılmasına; yazılmaması gereken bir hususun yazılması ise, tarafların ciddi hak kaybına yol açabilecektir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma davasının bir boşanma avukatı refakatinde açılmasını ve takibinin boşanma avukatı ile yapılmasını önermekteyiz.

    1. EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI SEBEBİYLE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI

    Kanun koyucu, evlilik birliğinin sarsılmasını kanun maddesinde; “ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış” olarak oldukça soyut ve basit bir şekilde açıklayarak hâkime geniş bir takdir yetkisi sunmuştur. Bu nedenle, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek çok fazla durum olabileceğini varsayabiliriz. Buradan da anlaşılacağı üzere, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davalarında, uygulamada verilmiş olan emsal kararlar ve özellikle Yargıtay içtihatlarının önemi büyüktür. Uygulamada verilmiş olan emsal kararlar ve Yargıtay içtihatlarına göre, fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylardır.

    Evlilik birliğinin sarsılmış olması; eşlerin arasında şiddetli ve çok ciddi bir geçimsizlik bulunması yahut anlaşmazlık bulunması anlamına gelir. Her türlü kavga veya uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması anlamına gelmez. Eşlerin karakterlerinin farklı olması, yetiştikleri çevre, sosyal ve ekonomik durumları gibi sebeplerle birtakım anlaşmazlıkların olması olağandır. Ancak; bu anlaşmazlıklar boşanma davasının kabulü için yeterli değildir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması hususu tespit edilirken geçimsizlik veya anlaşmazlığın derecesine bakılır. Tarafların yaşamış olduğu anlaşmazlık, aralarındaki ilişkiyi ve evlilikten beklenen amacı gerçekleştiremeyecek derecede sarsmışsa boşanma kararı verilebilecektir.

    Çekişmeli boşanma davalarında dava dilekçesine yazılacak her bir husus çok önemlidir. Dava dilekçesine yazılması gerekip yazılmayan bir husus, ileride ciddi hak kaybına yol açabilecektir. Bu nedenle, çekişmeli boşanma davasının bir boşanma avukatı refakatinde açılmasını ve takibinin boşanma avukatı ile yapılmasını önermekteyiz.

    KONU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

    • FİZİKSEL ŞİDDET SEBEBİYLE EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASINA İLİŞKİN KARARLAR

    “…davalı kadının davacıya şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Y2HD, 01.11.2004, 11519-12779)

    “Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kocanın eşine devamlı fiziksel şiddet uyguladığı, silahla tehdit ettiği, güven sarsıcı davranışlar içine girdiği, hakaret ettiği, istemediğini söyleyerek evden kovduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.”(Y2HD, 2012/766 Esas, 2012/19547 Karar ve 11.07.2012 tarihli kararı)

    • PSİKOLOJİK ŞİDDET SEBEBİYLE EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASINA İLİŞKİN KARARLAR

    “… davalının yaklaşık on yılı aşkın zamandır eşi ve çocuklarından ayrı olarak başka bir şehirde yaşadığı, onları yanına aldırmaya yönelik bir çaba göstermemek suretiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı ve evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır.” (Y2HD, 2012/8523 Esas, 2012/26201 Karar ve 05.11.2012 tarihli kararı)

    “…davalı-davacı (koca)’nın da eşini ve çocuğunu iki yıldır arayıp sormadığı ve birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı (kadın) da dava açmakta haklıdır.” (Y2HD, 2014/14047Esas, 2014/24347 Karar ve 01.12.2014 tarihli kararı)

    • EKONOMİK ŞİDDET SEBEBİYLE EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASINA İLİŞKİN KARARLAR

    ”…Erkek çalışıp eş ve çocuklarına bakmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen koca kusurlu sayılacaktır. Gerektiği gibi çalışmayan ve evlilik kurumunun kendisine yüklediği görevlerini usulünce yerine getirmeyen koca Yargıtay kararları doğrultusunda tam kusurludur. “ (Y2HD, 2003/4364Esas, 2003/5347 Karar ve 14.04.2003 tarihli kararı)

    “…davalının kazancını şans oyunlarına harcadığı, sürekli borçlandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.”(Y2HD, 07.12.2009, 16380-21028)

    • CİNSEL ŞİDDET SEBEBİYLE EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASINA İLİŞKİN KARARLAR

     “Mahkemece, ‘‘taraflar arasında cinsel ilişkinin gerçekleşmediği ve bu durumun her iki tarafın davranışlarından kaynaklandığı” gerekçesiyle tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul olunarak, davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Taraflar, 20.4.2013 tarihinde evlenmişler, davacı-karşı davalı kadın 28.10.2013 tarihinde boşanma davası, davalı-karşı davacı erkek ise 13.11.2013 tarihinde karşı boşanma davası açmıştır. Tarafların evlilikleri süresince sağlıklı bir cinsel ilişki kuramadıkları yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı kadında, cinsel ilişkiye engel olacak fizyolojik ve psikolojik bir rahatsızlık saptanmamıştır. Cinsel ilişkiden kaçınanın davacı-karşı davalı kadın olduğuna dair bir delil de mevcut değildir. Bu halde, sağlıklı bir cinsel ilişkinin gerçekleştirilememesinde davalı- karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu kabul edilmelidir. O halde boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, delillerin takdirinde hataya düşülerek bu hatalı kusur belirlemesinin sonucu, davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Y2HD. 2016/7810 Esas, 2016/8548 Karar ve 27.04.2016 tarihli kararı)

    UYARI: Aile Hukuku (Boşanma); anlaşmalı boşanma davası, çekişmeli boşanma davası, müşterek çocukların velayeti, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal rejiminin tasfiyesi, ziynet alacağı gibi birçok başlık altında incelenmektedir. Bu nedenle yapısı itibariyle uzmanlık gerektiren bir alandır. Aile Hukuku’na (Boşanma) ilişkin sürecin takibinde herhangi bir hususun atlanması ileride ciddi hak kaybına yol açabilecektir. Bu nedenle, Aile Hukuku’na (Boşanma) ilişkin sürecin boşanma hukukunda uzman bir avukat refakatinde takip edilmesini önermekteyiz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir